Sağlıkta “Beyaz Reform” kapsamında, Sıhhat Bakanlığı’na bağlı hastanelerde çalışan asistan tabiplerin ek ödeme alması kararlaştırılmıştı. Üniversite hastanelerinde vazife yapan asistan tabipler, kapsam dışı kaldıkları gerekçesiyle dün iş bırakma aksiyonuna başlamıştı. Yükseköğretim Şurası (YÖK) tarafından yayımlanan Yönetmelikle birlikte üniversite hastaneleri de ek ödeme kapsamına dahil edildi lakin sağlıkçılar, öngörülen ek ödeme ölçüsünün sağlıkçıların kayıplarını karşılamaya kâfi olmadığını savunuyor.
“EMEKLİLİĞE YANSIMAYAN DÜZENLEMELER YAPILDI”
Akdeniz Üniversitesi’nde basın açıklaması yapan Asistan Tabip Şükrü Çetiner, “Beyaz ıslahat kapsamında ekonomik haklarımızda kısmen düzgünleştirme yapıldı. Ancak tabipler gelir getiren ve getirmeyen olarak sınıflandırılmış, maaşımız tek kalemde verilmediği için emekliliğe yansımayan düzenlemeler yapılmıştır” dedi.
AYLIK ARTIŞ EN FAZLA 850 TL
BBC Türkçe’ye konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, yönetmelikle birlikte üniversite hastanelerinde çalışan asistan tabipler için aylık en fazla 850 TL’lik bir artışın öngörüldüğünü belirtti.
Bulut’un kâfi bütçeleri olmayan üniversite idarelerine, bu ölçüsü yarı yarıya düşürebilme yetkisi verildiğini de paylaştı. Bulut, “YÖK’ün yönetmeliğiyle birlikte üniversite hastaneleri de ek ödeme kapsamına aldı fakat üniversite idare konseylerine yüzde 50 kesinti yetkisi verildi” diye konuştu.
“3 LİRANIN 2 LİRASI YOK OLMUŞ DURUMDA”
Bulut şunları kaydetti:
“Bu ek ödeme asla tatmin edici değil. Bizim talebimiz emekliliğe yansıyan, eşit işe eşit fiyat ve tek fiyattır. 2003 yılındaki satın alma gücümüze erişebilmemiz için, şu andaki maaşlarımızın 3 ile çarpılması gerekir. Diğer bir sözle, cebimizdeki 3 liranın 2 lirası yok olmuş durumda. Emekliliğe yansıyan maaşlara artırım yapılmadıkça, bu ek ödemeler kayıplarımızı karşılayamaz.”
“SERVİS NÖBETİNDE DAHA DÜŞÜK MAAŞ ALINIYOR”
Asistan tabipler ise geçinemediklerini tabir ediyor. İzmir’de bir üniversite hastanesinde çalışan asistan tabip Merve, “Asistan tabiplerin çalışma kaideleri çok ağır. Hem de Türkiye’de buna bir de maddi dertler ekleniyor. Çalışma motivasyonunu daha da düşürüyor. Birçok ay geçinmekte zorluk yaşıyorum. Maaşımız kısımdan kısma, tutulan nöbet sayısına ve yerine nazaran değişiyor. Örneğin ağır bakım nöbetinde daha yüksek, servis nöbetinde daha düşük fiyat alınıyor.” halinde konuştu.
Merve, uzun müddet boyunca, gün çok 36 saatlik mesailer formunda nöbet tutarak çalışmak zorunda kaldığını da paylaştı. İstanbul’da bir üniversite hastanesinde asistan hekimlik yaparken birebir vakitte bir özel hastanede kayıt dışı olarak gece nöbetlerine gittiğini söyleyen Okan ise geçinebilmek için bunu yapması gerektiğini lisana getirdi.
“EĞİTİM HALİ DEĞİL HİZMET VERME ŞEKLİ”
BBC Türkçe’ye konuşan doktorlar, asistan hekimliğin aslında yönetmelikteki tarifi itibariyle bir “eğitim süreci” olması gerekirken, daha çok “hizmet verme” biçiminde gerçekleştiğini belirtti.
Hastanelerdeki iş yükünün fazlalığı sebebiyle sıhhat hizmetinde kritik bir role sahip olduklarını belirten asistan doktorlar, bu durumun eğitimlerini aksatan bir istikameti olduğunu pahalandırıyor. Poliklinikler dahil hiçbir kısımda asistan doktorların tek başına hasta göremeyeceğini ve yalnızca eğitimlerinin bir kesimi olarak hocayla birlikte bakabileceklerini söyleyen doktorlar, birçok hastanede bu işi büsbütün kendilerinin yaptığını aktardı.
Türkiye genelindeki üniversite hastaneleri aksiyonu 2 gün sürecek. Asistan doktorlar, talepleri yerine getirilmezse orta ara aksiyon yapabileceklerini de kamuoyuna duyurdu.