Yunanistan Amerikan Koleji Global İlgiler Enstitüsü Yöneticisi Konstantinos Filis, “Bu, şahıslarla ilgili bir sıkıntı değil. Türk dış siyaseti belirlenmiştir.” diyor.
Al Jazeera’ye konuşan Filis, “Ancak Erdoğan otokratik bir sistem yürüttüğü için bir şeye karar verirse bu süper bir geri dönüş olsa bile bunu uygulayabilir.” diye konuştu.
Filis söyle devam etti: “Kılıçdaroğlu Yunanistan’a karşı âlâ niyetli değildi ve entelektüel solculardan muhafazakâr Kürtlere, liberallerden çok sağcı milliyetçilere kadar uzanan heterojen bir koalisyona liderlik etti. Kendi görüşünü nasıl uygulayacaktı?”
Gazeteci Marinos Kollaros da Kılıçdaroğlu’nun Yunanistan için yeterli bir haber olacağına inanmıyor.
Kılıçdaroğlu’nun Haziran 2022’de Erdoğan’ı Ege adalarını işgal etmeye nasıl teşvik ettiğini hatırlatan Kollaros, “Erdoğan’a ‘Laf var icraat yok’ diyen Kılıçdaroğlu idi.” tabirlerini kullandı.
Kılıçdaroğlu geçen yıl 28 Haziran’da Kıbrıs’ı işgal eden koalisyon hükümetine atıfta bulunarak şöyle bir tweet atmıştı: “Bağırır çağırırsın ortada hiçbir şey yok! Ecevit ile Erbakan bağırdılar mı? Çağırdılar mı? Geliyoruz dediler mi? Hayır gereğini yaptılar… Bizim geleneğimizde gereğini yapmak vardır!”
Yunanistan resmi olarak Türkiye ile görüşmesi gereken tek bir bahis olduğunu söylüyor ki o da deniz yatağındaki (kıta sahanlığı) ve üzerindeki deniz yatağında (münhasır ekonomik bölge yahut MEB) ticari kullanım haklarının sonlandırılması.
BM Deniz Hukuku kapsamında Yunanistan, adalarının etrafında münhasır balıkçılık haklarını kullanabileceği yahut doğal gaz arayabileceği yaklaşık 500 bin km²’lik bir kıta sahanlığı ve MEB’e sahip olduğunu tez ediyor.
Türkiye ise uzun kıta sahanlığına karşın BM maddelerine nazaran çok daha azına sahip.
Türkiye’nin adaların bu tıp haklara sahip olması gerektiği konusunda Deniz Hukuku’na katılmamasının ve bunu imzalamayan bir avuç ülkeden biri olmasının esas nedeni bu. Fakat Türkiye’nin eski Atina Büyükelçisi Burak Özügergin, Al Jazeera’ye yaptığı açıklamada Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Mukavelesi (UNCLOS) olarak da bilinen Deniz Hukuku kapsamında Yunanistan ile bir muahede yapabileceğini söyledi.
Özügergin, Ekim 2021’de Al Jazeera’ye verdiği bir röportajda, “Uluslararası hukuk UNCLOS’tan çokdaha geniş bir alanı kapsıyor. UNCLOS’un kanun haline getirilmiş yahut teamül hukuku haline gelmiş kısımları var hasebiyle Türkiye’nin bunlara uyması sorun değil… UNCLOS’a taraf olmamız gerekmiyor. İlgili mahkeme kararları da dahil olmak üzere memleketler arası hukukun tamamı orada yer alıyor.” demişti.
Yunanistan egemenlik haklarını Türkiye ile tartışmayacağını söylüyor.
Miçotakis 29 Mayıs’ta bir televizyon röportajında, “Tek bir temel farkımız var: O da MEB ve kıta sahanlığı manasına gelen deniz sonlarının belirlenmesidir. Askerden arındırma yahut egemenlik üzere öbür mevzular Yunanistan tarafından asla tartışılmayacaktır.” sözlerini kullandı.
Yunanistan’da çok az kişi Türkiye’nin tavrını yumuşatacağını düşünüyor zira Türkiye’nin savları tek taraflı ve yalnızca Atina’yı ilgilendiriyor.
“Türkiye için Yunanistan’a karşı gündeme getirdiği hususlar hayati kıymet taşımıyor. Bunlar pazarlık noktaları.” diyen Filis şöyle devam etti: “Durum olduğu üzere kalırsa Türkiye hiçbir şey kaybetmez lakin Yunanistan’ın egemenliği tartışmalı ve egemenlik bir devletin temelidir.”
Filis, “Konuşabileceğimiz, egemenliğimize itiraz etmeyen, yakışıksız şeyler söylemeyen olağan bir ülke istiyoruz.” diye de ekledi.