Mersin Büyükşehir Belediyesi Kasım Ayı 1’inci Meclis toplantısı yaklaşık 8 süren sert ve hararetli tartışmalarla sona erdi. Yapılan meclis toplantısında CHP’li Başkan Vahap Seçer’in borçlanma talebi 4’ncü kez Cumhur İttifakı engeline takıldı. Meclisten önceki yıllarda yalnızca 164 milyon lira borçlanma alabildiğini vurgulayan Seçer, “Önceki döneme siz 352 milyon dolar borçlanma yetkisi vermişsiniz. ‘Bana bunu niye yapmıyorsunuz’ diyorum. Bir de eski dönem borçlarını ödetiyorsunuz. Verdiğiniz 164 milyon lira. Onun da parasal karşılığı 29 milyon dolar. Hepsi bu” dedi.
MECLİS GERGİN BAŞLADI, SALON BOŞALTILDI
Mersin Büyükşehir Belediyesi Kasım ayı 1. Meclis toplantısı gergin başladı. Gündem dışı konuşmalarda söz alan Akdeniz Belediye Başkanı AKP’li Mustafa Gültak, Barış Mahallesi’nde devam eden yerinde kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılan yıkım çalışması sonucu ortaya çıkan inşaat ve hafriyat atıklarının bölgeden nakliyesi ve depolanmasıyla ilgili ‘ücret’ talep eden Büyükşehir Belediyesi’ne tepki göstererek, “Biz, Büyükşehir Belediyesi’nden ne kamyon istedik ne de bu molozları dökmek için bir yer istedik. Peki, buna rağmen siz neden ücret istiyorsunuz? Bu mudur Akdeniz’e pozitif ayrımcılık?” dedi.
Bu sırada gazetecilerin görüntü ve fotoğraf çekimi yaptığı sırada devreye Başkan Seçer girdi. Seçer, bu durumun meclis çalışma tüzüğüne aykırı olduğu belirterek, meclis üyeleri hariç misafir ve basın mensuplarının dışarıya çıkmasını isteyerek oturama ara verdi. Yaklaşık bir buçuk saat ara verilen meclis oturumu gazetecilerin içeriye alınmalarıyla birlikte yeniden başladı.
AKP’Lİ BAŞKAN YENİDEN SÖZ ALDI
Yeniden söz alan Başkan AKP’li Mustafa Gültak, Akdeniz ilçesine pozitif ayrımcılık yapılmasını beklerken, tam tersine engelleme ve farklı uygulamalara maruz kaldıklarını dile getirdi. Daha önce de engellendiğini hatırlatan Başkan Gültak, “Seçilmiş bir belediye başkanı olarak, Meclis toplantılarımızda rahatlıkla konuşabilmem gerekir. Çünkü konuştuğum şeyler, belediyemizi ve belediyemiz sınırları içinde yaşayan insanları ilgilendiriyor” dedi.
YASA VE YÖNETMELİK HATIRLATMASI
Hafriyat toprağı inşaat ve yıkıntı atıklarının kontrolü yönetmeliğini gösterip konuşmasına devam eden Başkan Mustafa Gültak, “Yönetmeliğin genel ilkelerine göre, atıkların kaynağında en aza indirilmesi esastır. Sonra hafriyat toprağı inşaat yıkıntı atıklarının geri kazanılması ve özellikle altyapı malzemesi olarak yeniden değerlendirilmesi esastır” ifadelerinde bulundu.
Gültak, aynı yönetmeliğin, belediyelerin görev ve yetkileri başlıklı bölümünde de il belediye mücavir alanı içerisinde il ve ilçe belediyeleri, Büyükşehir’de, Büyükşehir Belediyeleri, Büyükşehir Belediyesi dışında ise ilçe belediyelerinin, toplanan inşaat yıkıntı atıklarını öncelikli olarak altyapı çalışmalarında kullanmak ve kullandırmakla mükellef olduğunu hatırlattı.
“BÜYÜKŞEHİR ‘MOLOZ PARASI’ İSTİYOR”
AKP’li Başkan Gültak, yaşanan süreci ve tepkisini şu sözlerle sürdürdü:
* Biz buranın yıkımına nakliyesi de dâhil 0.01 lira vermek üzere ihaleye çıktık. Geldiğimiz noktada Barış Mahallesi’nde hak sahiplerinin yüzde 87’si ile anlaştık. Tapu devirleri de yüzde 80’lerde. Yakında bu rakamları da geçeceğiz. Karşımıza ne çıktı? Çok ilginçtir; bunları Mersin bilecek. Çevre Koruma Daire Başkanlığınız, İmar AŞ’nin yetkilileri ve zabıtalarınız geldi. Hayrola? “Burada yıkım yapıyorsunuz, bizden izin aldınız mı?’ diye sordular. Sonra, ‘Bu molozları taşıyamazsınız’ dediler. Neden? “Bana para vereceksiniz!” Ne parası? Moloz parası. ‘Tamam, verelim, sıkıntı yok’ dedik. Yaklaşık 200 bin lira bütçe ayıralım dedik. Peki, ne oldu biliyor musunuz? İki belediye başkan yardımcımı Büyükşehir İmar AŞ’ye yolladım, toplantı yaptılar. 200 bin lirayı teklif ettik ama ısrarla reddedildi, ‘Hayır, kamyon başına para vereceksiniz’ denildi.
“NE KAMYON NE DE YER İSTEDİK, BU ÜCRETİ NİYE İSTİYORSUNUZ?”
Bu engelleme üzerine Çevre Bakanlığı ile görüştüklerini kaydeden Başkan Gültak, görüşme sonunda Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin lisanslı atık deposu olmadığını öğrendiklerini de aktardı. Sonrasında Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ile görüştüklerini belirten Başkan Gültak, şöyle devam etti:
* Müdürlüğümüzden gerekli izinleri aldık. Yönetmelikte de belirtildiği üzere, ‘altyapıya kullanmak şartıyla bunu taşıyabilirsin’ denildi. Biz, sizden ne kamyon istedik. Ne de bu molozları dökme yeri istedik. Siz niye ücret alıyorsunuz? Kürkçü Mahallemizde, Akdeniz’in ilk sıcak ve soğuk asfalt plentini kuruyoruz. Yaklaşık 30 milyon liralık bir tesisi Akdeniz’e kazandırıyoruz. Bütün molozu da kendi bünyemizdeki arazide altyapıya kullanacaktık.
* Çevreye kirlilik de vermiyoruz. Yönetmeliğin ilk şartı neydi? ‘Ya yerinde bertaraf, ya da altyapıda kullanın’ diyor. Bunu yapıyoruz. Peki, size niye para veriyoruz? ‘200 bin lira verelim’ dedik, kabul etmediniz. Kaç kez personelleriniz geldi. Bir haftadır bunun yüzünden molozları taşıyamıyoruz. Tabi sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bir yazı daha yazdık ve oradan da izin geldi.
“VATANDAŞIN ÖDEYECEĞİ FARK ARTAR, BU MUDUR POZİTİF AYRIMCILIK?”
Başkan Gültak, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunu’nun da dikkat çektiği konuşmasında, bu kanunda belediyelerin harç, vergi ve ücret talep edemeyeceği durumları saydı. Barış Mahallesi’nde kentsel dönüşüm projesi ile başlayan yıkımla ortaya çıkan atıkların da yasa kapsamında olduğuna işaret eden Gültak şunları söyledi:
* Bu ücretlerin hiçbirini almaya yetkiniz yok. Bunu ben değil, kanun diyor. Biz orada yıkım yapmışız. Hafriyat ve inşaat atıklarını da Kürkçü’de yapacağımız asfalt plentine taşıyacağız. Fakat bizden para isteniyor. Ya biz niye para ödüyoruz? Siz de kamusunuz, biz de kamuyuz. Neyin parasını ödüyoruz? Size bu ödemeyi yaptığımızda yaklaşık maliyeti 1 milyon lirayı buluyor. Peki, ne olacak biliyor musunuz? Bu parayı ben TOKİ’den istemek zorunda kalacağım. TOKİ de bunu vatandaşa yansıtacak. Sonra ne olacak? Vatandaşın ödeyeceği farklar artacak. Biz size, ‘Akdeniz’e pozitif ayrımcılık yapın’ derken, her halde yanlış anladınız. Bu mudur pozitif ayrımcılık?
“BEN MECLİS’İN DÜZENİNİ SAĞLAMAKLA GÖREVLİYİM”
Başkan Seçer, yeni Meclis salonunda toplantının daha verimli geçmesi için gerekli düzenlemelerin yapıldığını, Meclis üyeleri, bürokratlar ve basın mensuplarının toplantıyı izleyebilecekleri uygun alanların belirlendiğini söyledi. Herkesin bu kurallara uyması gerektiğini vurgulayan Başkan Seçer, kendisinin Meclis toplantı düzeninin bozulmasına izin vermeyeceğini ifade etti.
Seçer, “Burası Meclis toplantı salonu arkadaşlar, ne yapıyorsunuz siz? Bir mesaj verebilir, pankart açabilir, protesto edebilir, eleştiri yapabilir, bağırabilir, çağırabilir bunu kimse men edemez ama Meclis toplantı salonu bir gösteri salonuna dönüştürülemez” diye konuştu.
Basını susturduğuna ilişkin iddiaların doğru olmadığını ifade eden Seçer, “Ben bir şey gizleyecek olsam canlı yayına müsaade etmem. İlk Belediye Başkanı olduğumda, ilk Meclis toplantısında ilk önergem bu toplantıların canlı yayınlanmasıydı. Ben Meclis’in düzenini sağlamakla görevliyim, Meclis’in düzenini bozmakla değil. Düzenini bozana da müsaade edemem” dedi.
“TOKİ SİZİN, BİZİM DEĞİL; HALKIN”
Bir meclis üyesinin TOKİ’yi gündeme taşıyarak yaptığı değerlendirmenin ardından Başkan Seçer, “TOKİ sizin, bizim değil; halkın. Öğrenin artık, halkın, halkın” vurgusu yaptı. TOKİ’nin Akdeniz ilçesi Barış Mahallesi’nde başlattığı kentsel dönüşümde hafriyatın dökümü ile ilgili Akdeniz Belediyesi ve Büyükşehir bürokratları arasında olumsuzluk yaşandığına ilişkin iddiaları da değerlendiren Başkan Seçer, kamuoyunu aydınlatmak için konunun muhatabı İmar A.Ş. Genel Müdürü Ali Uyan’a prosedürle ilgili soru sordu.
Seçer’in, “Bu prosedürde İmar A.Ş.’nin muhatabı TOKİ mi, TOKİ’nin müteahhidi mi, Akdeniz Belediyesi mi?” sorusuna Uyan, “TOKİ’nin müteahhitti” yanıtını verince Başkan Seçer, şunları söyledi:
* Şimdi Sayın Gültak, müteahhidin avukatlığını mı yapıyor bize? Hadi TOKİ’nin anlarız, ‘bizim kurum’ diyor. Bir şey daha soracağım. Başkanlarımız, Meclis üyelerimiz, bürokratlarımız bilir. Bu ihalelerde hafriyat pozu yok mu? Yani oraya para yazmıyor mu müteahhit? Bu pozu yazarken, bu maliyeti hesaplarken, hafriyat bedelini de TOKİ’den almayacak mı bu müteahhit? Ben müteahhide ayrıcalık mı yapacağım?
* Benden müteahhidin haklarını mı savunuyorsunuz, halkın haklarını mı? İmar A.Ş. de halkın kurumu, belediye de halkın kurumu ama müteahhit halkın müteahhidi değil. Müteahhit sizin müteahhidiniz, benim müteahhidim değil. Şimdi ben bunu anlamakta zorlanıyorum. İşi yapan TOKİ, işi yaptıran TOKİ, yüklenici bir müteahhit. Parayı ödeyecek olan o. Ödeyeceği parayı TOKİ’den almış ya da alacak. Siz ‘onun parasını almayın’ diyorsunuz bize.
“DEMOKRASİ ADINA ÇOK ÜZÜNTÜ VERİCİ BİR DURUM”
Başkan Seçer, daha önceki Meclis toplantılarında reddedilen 265 milyon liralık borçlanma yetkisi talebini ısrar kararıyla Meclis’e yeniden sundu. Konu henüz görüşülmeden bir Meclis üyesinin “Cumhur İttifakı olarak düşüncelerimizde değişiklik yok” ifadeleri üzerine konuşan Başkan Seçer, “Meclis’te herkesin iradesi hürdür diye biliyorum. Burada bütün üyeler adına bizim kararımız kesin demeniz bence demokrasi adına çok üzüntü verici bir durum” diye karşılık verdi.
“HİZMETİN AKSAMAMASI İÇİN İSTİYORUM”
Vatandaşa hizmet etmek ve çalışmaların aksamaması için Meclis üyelerini bu konuda ikna etmeye çalıştıklarına dikkat çeken Seçer, borçlanma yetkisi almaları durumunda esnafa ve yüklenici firmalara daha hızlı ödeme yapabileceklerini vurguladı. Her şeyde akıl almaz bir fiyat artışı olduğunu belirten Başkan Seçer, şöyle devam etti:
* Eski fiyatlarla hizmet vermiş insanların durumunu düşünün. Yılbaşı geliyor. İşte hepiniz bilirsiniz, birçoğunuz esnaf. İş insanlarının en korkulu rüya gördükleri günler bankalara devre faizini ödeyeceği ayların sonudur. Mart sonu, Haziran sonu, eylül sonu ve aralık sonu. Şimdi yılbaşı geliyor. ‘Aralık ayı dert ayı’ derler esnaflar. Ben bu insanlara daha süratle ödeme yapabileyim ki bu paranın çoğunluğu, belki yüzde 80’i Mersin’de işlem görecek, Mersin ekonomisine katkı yapacak.
“BEN NE YAPACAĞIM BU BORÇLANMAYI, BU PARAYI, BU KADAR ISRARLA”
Önceki toplantılarda hangi hizmete ne kadar para ödediklerini tek tek ayrıntılarıyla anlattığına da dikkat çeken Başkan Seçer, bu bütçelerle 13 ilçenin tamamına hizmet etmek istediklerini vurguladı. Çamlıyayla’da yaşayan bir vatandaşın kendisine mesaj gönderip ilçe belediyesinin sorumluluk alanındaki bir yol için parke taşı istediğini, buna da olumlu yanıt verdiğini anlatan Seçer, “‘Tabii ki, derhal göndeririz’ dedim. Ben bu parkeyi ne yapacağım be kardeşim? Ben bu asfaltı ne yapacağım? Bu parayı ne yapacağım? Ben ne yapacağım bu borçlanmayı, bu parayı, bu kadar ısrarla ısrarla ısrarla. Ben de rahat nefes almak istiyorum” ifadelerine yer verdi.
“BEN VATANDAŞIMA HİZMET ETMEK İSTİYORUM, BENİ ENGELLEMEYİN”
2020 yılında 150 projenin yüzde 96’sını, parasal olarak ise yüzde 92’sini gerçekleştirdiklerini vurgulayan Başkan Seçer, bu yıl şu ana kadar ise yüzde 80.71’ini parasal olarak hayata geçirdiklerini belirtti. Hak edişlerin beklediğini de sözlerine ekleyen Seçer, şöyle dedi:
* Ben vatandaşıma hizmet etmek istiyorum. ‘Beni engellemeyin’ diyorum. Önceki yönetim görevi yaklaşık 82 milyon dolarlık borçla devraldı, ben ise 535 milyon dolarlık borçla göreve başladım. Bu adaletsizlik, bu hakkaniyet değil. Geriden gelen borçları ödemeye devam ediyoruz. Siz diyorsunuz ki ‘vatandaşa hizmet etme.’ Ama önceki döneme siz 352 milyon dolar borçlanma yetkisi vermişsiniz. ‘Bana bunu niye yapmıyorsunuz’ diyorum. Bir de eski dönem borçlarını ödetiyorsunuz. Verdiğiniz 164 milyon lira. Onun da parasal karşılığı 29 milyon dolar. Hepsi bu. 352 milyon dolar, 29 milyon dolar. Diyorum ki ‘yahu bu hakkaniyet değil.’ Benim bunu söyleme hakkım vardır.
“SİZ BORÇLANMAYI ENGELLERSENİZ MERSİN HALKINA HAKSIZLIK YAPMIŞ OLURSUNUZ”
Yatırım programını harfiyen uyguladıklarını ve bazı alanlarda hem fiili hem de parasal anlamda yüzde 100’ün üzerinde gerçekleşme oranı olduğunu vurgulayan Başkan Seçer, bunları yaparken de geriden gelen borçları ödemeye devam ettiklerini sözlerine ekledi. Başkan Seçer, şöyle dedi:
* Bir taraftan yatırım yapıyorsun. Yeni borçlar ama totalde baktığın zaman artı-eksi 633 milyon da eski borcu ödüyorsun, yeni yatırımlar yapıyorsun. Yeni yapılar yapıyorsun. Bana destek olma durumundasınız. Ortada bir problem yok, bir haksızlık yok. Yasalara aykırı bir şey yok. Stratejik plana, yatırım programına aykırı bir şey yok. Halkın yararına olmayan bir şey yok. Siz bunu engellerseniz bana haksızlık yapmış olursunuz. Dolayısıyla Mersin halkına haksızlık yapmış olursunuz. Benim anlatmak istediğim bu.
“DAĞITTIĞIMIZ UN, YAPTIĞIMIZ YOL, KÖYÜNÜZE GÖTÜRDÜĞÜMÜZ HİZMET PROJE DEĞİL Mİ?”
Bir Meclis üyesinin projelere yönelik destek verdiklerini söylemesi üzerine Başkan Seçer şöyle konuştu:
* Sanki istenen borçlanma yetkisi projelere ödenecek bir para değilmiş gibi eğer bilgi verirseniz halka yanlış bilgilendirme yapmış olursunuz. Yani yaptığımız 4. Çevre Yolu proje değil mi? Yaptığımız köprülü kavşaklar yol değil mi? Verdiğimiz 1 TL ekmek, sosyal hizmetler ya da daire başkanlıklarının bir projesi değil mi? Çocuklara verdiğimiz süt… Daha yeni 64 bin aileye dağıttığımız 10 kilogram un bir proje değil mi? Bu paralar bunlara ödenmeyecek mi? Halk bunları izliyor yani, ‘size destek oluyoruz’. Metroya destek vermeseydiniz canım. IBRD hibe kredisine destek vermeseydiniz.
* Yani onu da yapmasaydınız. Vallahi yani yapmayalım, Metro da yapmayalım. IBRD’den hibeli kredi de almayalım. CNG’li otobüs de almayalım. Bunlar proje oluyor da dağıttığımız un, yaptığımız yol, köyünüze götürdüğümüz hizmet proje değil mi? Onlar için isteniyor zaten. Zaten biz geçen yıl bunları size sunmuşuz. Bu, bu, bu projeleri yapacağız. Şimdi anlattım. Bakın toplamda 2020 yılında proje sayısı 150 diyorum. Gerçekleşme oranından bahsediyorum. 2021 yılında 163 proje. Bunlar proje değil mi? 1,5 milyar lira proje bedeli koymuşum. Bunun %82’si zaten ilk 10 ayda gerçekleşmiş.
“BEN 24 SAAT ÇALIŞIYORUM”
Başkan Seçer, 24 saat aralıksız çalıştığını belirterek, şu görüşlere yer verdi:
* Şu gözüme bakın, kan toplamış yorgunluktan. Siz 3 saat tahammül edemiyorsunuz. Ben 24 saat çalışıyorum. Siz bari 24 saat çalışmayın hiç olmazsa ayda bir gün, Meclis’te 7 saat tahammül edin. ‘Sıkıldık, bıktık’ diyorsunuz ama vallahi halk da sizin bu inadınızdan sıkıldı, bıktı. Az önce arkadaşlar güzel bir şey söyledi. Verin kurtulun. Biz mazeret de üretmeyiz. Siz verin kurtulun bu işten, bize başka mazeret üretmeyin. Genel bütçe gelirlerinde bütün belediyelere bakın, öz kaynaklardan eğer yüzde 15’ler, yüzde 20’ler varsa bu zaten muazzam bir şey. Böyle bir şey yok. Bırakın Allah aşkına. Ben arsa satarak gelir elde etmiyorum. 1 metrekare bugüne kadar arsa satmadım.
* Bunu da yaparız ama maharet satmakla gelir elde etmek değil. Siz bir şey yaratabiliyor musunuz, üretebiliyor musunuz? Bir akar sağlayabiliyor musunuz? Buna bakmak lazım. İlçe belediyelerinin borçlanma talepleri kabul edilirken, Büyükşehir Belediyesi’ne bu olanak neden verilmiyor. Siyasi konularda Baro ile iş birliğine ‘hayır!’; hekimlerle kontrol yapacağız, köylere gideceğiz ‘hayır!’; diş hekimleri ile ‘hayır!’. Mesele şu; Yenişehir, Tarsus, Akdeniz, diğer taraf, beri taraf meselesi değil. Orada oyunuzun rengi ile aynı konuda Büyükşehir’e geldi mi oyunuzun rengi değişiyor. Geçen yıl da zaten verilmedi bize yetki.
4’NCÜ KEZ REDDEDİLDİ
Yapılan hararetli tartışmaların ardından yapılan oylamada Vahap Seçer’e borçlanma yetkisi konusundaki ısrar talebi Cumhur İttifakı’na mensup AKP ve MHP’li meclis üyelerince 4’ncü kez reddedildi. Saat 14.00’te başlayan meclis toplantısında daha sonra gündemdeki diğer maddeler görüşülerek oylandı. Meclis toplantısı adeta bir rekor bir süreyle ancak saat 21.15’te tamamlanabildi.